Bir restaurant işletmek, şüphesiz, çok keyifli. Yemek pişiriyorsunuz, farklı lezzetler deniyorsunuz, insanlar gelip sizin yemeklerinizi tadıyor ve beğenirlerse takdir ediliyorsunuz, sahip olduğunuz mekana değişik hikayeleri olan yüzlerce insan geliyor, onları gözlüyorsunuz, yüzlerindeki gülümsemeyi, bazen tartışmalarını bazen kahkahalarını izliyorsunuz. Her gün yeni bir macera, her müşteri yeni bir hikaye... Gerçekten keyifli... 

Sizi bulutlardan yere indirmek istemeyiz ama bir de bu işin bürokratik ve yönetimsel yanı var. Masalınızı gerçeğe dönüştürürken hem bürokratik olarak yapmanız gerekenlere, hem de işin performans boyutunu nasıl kontrol altında tutacağınıza da serinin bu dördüncü yazısında değinelim. 

1.      YASAL PROSEDÜRLER

Türkiye’de işletmenizi kurabileceğiniz iki yasal alternatifiniz var. Anonim Şirket veya Limited Şirket.   Her ikisi içinde tek bir ortak yeterli iken; 

-          Limited şirketlerde ortak sayısı en fazla 50 ile sınırlandırılmıştır. Bu tür bir şirket çok daha düşük bir sermaye ile kurulabilir. Şirket sahibinin veya ortakların tüm borçlar üzerinde tam sorumluluğu vardır, başka bir deyişle tahsil edilemeyen vergi, SGK primi gibi borçlar ortakların malvarlıklarından payları oranınca tahsil edilir.  

-          Anonim şirketler ise en az 50 bin TL sermaye ile kurulan, ortak sayısı sınırsız şirketlerdir. Bunun avantajı ise; ortaklar sadece taahhüt ettikleri sermaye kadar sorumludur, vergi veya SGK gibi kamu borçları üzerinde kişisel sorumlulukları yoktur. 

Eğer büyük bir restaurant veya cafe zinciri kurmayacaksanız, ülkemizde bu tarz işletmelerin genelde Limited Şirket olarak kurulduğunu belirtmekte fayda var.  

Bunun yanında bazı resmi kurumlara yapmanız gereken başvurular ve almanız gereken belgeler ise;

Sizlere en temel bürokratik işlemleri anlatmaya çalıştık. Alkol içeren içecekleri de işletmenizde sunacaksanız www.tapdk.gov.tr üzerinden başvuru formunu online olarak doldurduktan sonra çıktısını alarak istenen diğer belgelerle birlikte Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İl ve İlçe Müdürlüklerine başvurmalısınız. 

2.      İŞLETMENİZİN PERFORMANS YÖNETİMİ

İşin içine ekonomi ve yönetim girince konu çok derinleşiyor, neredeyse dipsiz bir kuyu. Oysa siz küçük bir işletme olarak başlamak istiyorsunuz. Haklısınız ancak yaptığınız yatırımın geri dönüşünü, emeklerinizin karşılığını almanız için de bazı faktörleri sürekli kontrol altında tutmalısınız. İsterseniz bu kısımda gelirler, giderler, kârlılık, finansal tablolar arasında kaybolmadan, sürekli olarak kontrol etmeniz gereken, olumsuz anlamda değiştiğinde acilen çözüm üretmeniz gereken üç faktörü inceleyelim birlikte.

Nakit Akışı; paranın gelir ve gider olarak hareketleridir. Restaurant ve cafe gibi işletmeler nakit konusunda hassastır. Dolayısıyla aylık olarak, hatta mümkünse haftalık rutinde nakit akışınızı kontrol etmelisiniz. Hatta bunu işletmenizin açılışı bile yapılmadan, daha planlama aşamasında kontrol etmeye başlamanızı tavsiye ederiz. 

Özetle; belirli bir dönemde (ay veya hafta) ne kadar harcama yaptığınız ve ne kadar gelir elde ettiğinizi sürekli olarak kontrol etmeli ve gelir-gider dengeniz giderleriniz lehine artmaya başladığında dengeyi değiştirmek için aksiyon almalısınız. 

Sadık Müşteri Oranı; restaurant ve cafe gibi işletmelerin gelirlerinin büyük kısmı sürekli olarak gelen müşterilerden elde edilir. Hatta çok başarılı işletmelerde bu oran ¾’lere kadar çıkar. Devamlı müşteriler hem kendi çevrelerinde de sizin restaurantınızın reklamını yaparlar, tanıdıklarını da davet ederler, hem de size çok daha güvenilir geri bildirim verirler. Dolayısıyla açılıştan itibaren en önemli hedefiniz bir kez işletmenize gelen misafirleri tekrar gelmelerini sağlayacak şekilde memnun etmek olmalıdır.